Eğitimde yapay zeka: Türkiye'nin vizyonu, yol haritası ve küresel konumlanması
header-logo

Eğitimde yapay zeka: Türkiye'nin vizyonu, yol haritası ve küresel konumlanması

project-preview

Prof. Dr. Levent Eraslan Eğitimde yapay zeka: Türkiye'nin vizyonu, yol haritası ve küresel konumlanması 18.07.2025

Yapay zekâ artık yalnızca teknoloji devlerinin değil, devletlerin de gündeminde. Eğitim sistemleri için bu dönüşüm, yalnızca bir teknoloji entegrasyonu değil; aynı zamanda öğretim yöntemlerinden okul yönetim sistemlerine, etik ilkelerden bireysel öğrenme deneyimlerine kadar geniş bir dönüşüm anlamına geliyor. Bu bağlamda Türkiye, özellikle Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) öncülüğünde önemli adımlar atmakta. Bugün tam da bu konuda çalışmalar yapan Yenilik ve Eğitim Teknolojileri (YEĞİTEK)   Genel Müdürü Mustafa Canlı ile projelerini konuştum. Sayın Milli Eğitim Bakanı Prof.Dr. Yusuf Tekin hocanın eğitimde dijitalleşmeye olan tam desteğini de vurgulamak gerekiyor.

Bir Vizyon Belgesi: Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi ve Eylem Planı (2025–2030)

Türkiye, 12. Kalkınma Planı ve Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi ile uyumlu olarak 2025–2030 dönemine yönelik “Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi ve Eylem Planı”nı yayımladı. Bu belge, yalnızca teknik hedefleri değil, aynı zamanda etik ve sürdürülebilir bir yapay zekâ kültürünü eğitim sistemine kazandırmayı amaçlıyor.

Belgede dört temel stratejik hedef tanımlanıyor:

Toplumda yapay zekâ kültürünü geliştirmek.

Öğretim programlarını yapay zekâ teknolojilerine uyarlamak.

Eğitim yönetiminde yapay zekâ destekli karar sistemleri geliştirmek.

Veri sistemleri ve altyapıyı güçlendirmek.

Bu hedeflere ulaşmak için belirlenen 15 politika ve 40 eylem adımından 17’si ilk yıl içinde uygulanmaya başladı. Bu, planın salt bir temenni değil, uygulamaya dönük bir vizyon olduğunu gösteriyor.

Kurumsal Kapasite: Komisyonlar, Kurullar ve Projeler

Bu dönüşümün sürdürülebilirliği için kurumsal yapılar hızla oluşturuluyor. YEĞİTEK Genel Müdürü Mustafa Canlı’nın başkanlığında kurulan Millî Eğitim Yapay Zekâ Komisyonu, genel müdürlük düzeyinde eşgüdüm sağlıyor. Aynı zamanda Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı koordinasyonunda bir Yapay Zekâ Etik Kurulu kurulma sürecinde.

Yönetimsel kapasiteyi artırmak adına geliştirilen Bakanlık Yönetim Sistemi (BYS), tüm eğitim verilerini tek merkezde toplayarak karar destek sürecini dijitalleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca öğretmenlerin mevzuata erişimini kolaylaştırmak üzere hazırlanan Yapay Zekâ Destekli Mevzuat Danışmanlık Aracı, bürokrasiyi sadeleştiren etkili bir uygulama olarak öne çıkıyor.

Öğretmen ve Öğrenciler İçin Yapay Zekâ Okuryazarlığı

MEB’in yaklaşımı, yalnızca yönetim düzeyinde değil; öğretmen ve öğrenciler açısından da dönüşüm odaklı. “Eğitimde Yapay Zekâ Kursları” ve “Öğretmen El Kitapları” ile öğretmenlerin yetkinliği artırılırken; öğrencilere yönelik “MEBİ” gibi kişiselleştirilmiş yapay zekâ destekli öğrenme platformları devreye alınıyor.

 

Hazırlanmakta olan Öğretmenler için Yapay Zekâ Asistanı, sınıf içi uygulamalarda öğretmene içerik geliştirme, etkinlik önerme ve değerlendirme desteği sunacak. Bu asistan 13 modülden oluşacak ve Türkçe, Matematik, Fen, Sosyal Bilgiler gibi derslerde öğretmene rehberlik edecek.

Ayırca MEB’in OECD, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlarla yürüttüğü iş birlikleri, Türkiye’nin yalnızca yerel düzeyde değil, küresel eğitim gündeminde de bir aktör olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle OECD ile paylaşılan üç yeni proje önerisi, Türkiye’nin bu alandaki kararlılığının kanıtı.

Dünyadan Örnekler: Nerede Duruyoruz?

Yapay zekânın eğitimdeki kullanım biçimleri tüm dünyada çeşitleniyor:

ABD: DreamBox ve Smart Sparrow gibi kişiselleştirilmiş öğrenme platformları yaygınlaşırken, Carnegie Learning’in MATHia yazılımı gibi sistemler bireysel rehberlik sağlıyor.

Güney Kore: Yapay zekâ destekli dijital ders kitaplarını kullanıma sundu.

Çin: Eylül 2025 itibarıyla yapay zekâyı müfredata entegre edecek.

Japonya: Okullarda İngilizce konuşan yüzlerce yapay zekâ robotu hizmet veriyor.

Hindistan: YUVAi programı ile çocuklara hem teknik hem de sosyal-duygusal yapay zekâ eğitimi veriliyor.

UNESCO: Üye ülkelere, yapay zekâ teknolojilerinin eğitim sistemlerinde etik ve kapsayıcı biçimde entegrasyonunu öneriyor.

Türkiye’nin 2025–2030 dönemine yönelik yol haritası, bu örneklerle uyumlu ve hatta birçok açıdan özgün bir vizyon sunuyor.

Sonuç: Dijitalleşen Eğitimde İnsan Kalmak

Bu büyük dönüşüm süreci, heyecan verici olduğu kadar çeşitli riskler de barındırıyor. Yapay zekânın eğitimdeki rolünü yalnızca teknik bir araç olarak değil; insan merkezli, etik ve adil bir sistemin destekleyicisi olarak değerlendirmek gerekiyor. Millî Eğitim Bakanlığı’nın ortaya koyduğu vizyoner yaklaşım, teknolojiye entegre olan ama insanı merkezde tutan bir eğitim sisteminin mümkün olduğunu hepimize göstermektedir.

Ancak bu dönüşüm yalnızca Bakanlıkla sınırlı kalmamalı. Akademisyenlerden öğretmenlere, velilerden öğrencilere kadar toplumun tüm kesimlerine bu süreci bilinçli, katılımcı ve eleştirel bir perspektifle yönetme sorumluluğu düşmektedir. Türkiye, yapay zekâ destekli eğitimde sadece ilerlemek değil; aynı zamanda örnek olmak için güçlü bir adım atmıştır. Bu adımın karşılığı, geleceğin adil, kapsayıcı ve nitelikli eğitim sisteminde yatmaktadır.

Çünkü yapay zekâ yalnızca bir teknoloji değil, aynı zamanda sosyolojik bir dönüşüm aracıdır. Tarafımdan çalışılan “Yapay zekâ sosyolojisi” bağlamında bu dönüşüm; güç ilişkileri, dijital eşitsizlik, kültürel kodlar ve dijital vatandaşlık gibi toplumsal dinamiklerle birlikte ele alınmalıdır. Eğitimde yapay zekânın yalnızca araçsal değil, aynı zamanda değer temelli ve anlam yüklü bir yaklaşımla uygulanması gerekmektedir.

Bu anlayışla kurulan SODİMER (Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Derneği), dijital çağın toplumsal etkilerini dikkate alarak çocuklar, aileler ve öğretmenler için koruyucu, bilinçlendirici ve katılımcı modeller geliştirmektedir. SODİMER olarak bizler, teknolojiyi yalnızca “kullanan” değil, onu sorgulayan, anlamlandıran ve insani değerlerle bütünleştiren bir kuşağın inşasına katkı sunmayı hedefliyoruz.

Önümüzdeki dönem, teknolojik gelişmişlik kadar; bu teknolojilere dair insani, etik ve toplumsal bakış açımızın da ne kadar gelişmiş olduğunu gösterecektir. Eğitimde insan kalmayı başarabilirsek, yapay zekâyla donatılmış bir geleceği daha adil, daha anlamlı ve daha umutlu inşa edebiliriz.