Girişimcilik Paradigmasının Dönüşümü: Dijital ve Geleneksel Girişimcilik Arasındaki Farklar
header-logo

Girişimcilik Paradigmasının Dönüşümü: Dijital ve Geleneksel Girişimcilik Arasındaki Farklar

project-preview

Prof. Dr. Levent Eraslan Girişimcilik Paradigmasının Dönüşümü: Dijital ve Geleneksel Girişimcilik Arasındaki Farklar 03.02.2023

Covid-19 salgını tüm dünyanın aslında yıllardır hazırlandığı dijital devrime daha erken girmesine neden oldu. İnsanlar bilgisayar kullanıyor, sosyal medyada gezinip e-pazarlardan alışveriş yapıyorlardı ama salgın hepimize bir şey yaptı, boş zamanlarımızda bizleri dijital-teknolojik alanlarda yenilikleri düşünmeye itti. Evde kısıt halindeyken eğitim ve öğretimi, ticareti, iş dünyasını, eğlenceyi hatta siyaseti dahi dijital ortamlarda deneyimlememiz bu alanlarda girişimcileri yeni  tasarımlar yapmaya itti.  Ayrıca dijital ürünlerin toplumsal, ekonomik ve literal kabullerinin de yüksek olması dijital girişimcilerin işlerini kolaylaştırdı. Covid öncesi şirketler için de dijitalleşme sadece bir farklılık iken covid sonrası değişen her türlü üretim-tüketim ve yönetim süreçleri için bir zorunluluk oldu.

Dijital girişimcilik kavramının kılcal damarlarına girmeden önce dijital girişimcilik ile geleneksel girişimcilik arası ayrımı iyi anlamalıyız. Öncelikle dijital girişimcilikte pazara giriş, geleneksel girişimciliğe göre daha kolaydır.  Bu girişimcilik türü, bireylere kısa sürede küçük işletme girişimleri ve ticari web siteleri oluşturma fırsatı verir. Geleneksel girişimcilikte kendini ve ürünü anlatma ve tanıtma yollarının sınırlı olması, zaman alması ve ayrıca masraflı olması girişimcileri yoran ve belki de sürece başlamadan pes ettiren durumlardır. Dijital pazarlama ve iletişim kanallarının hedef ekosistem ile kolayca bağlantıya geçme kapasiteleri, ürün sağlayıcıları ve müşterilere hızlı ulaşabilmeleri, etkin ve geniş pazar takibi analizi gibi avantajlar geleneksel pazarlama ve iletişime nazaran çok geniş bir avantaj sağlar.

Dijital girişimcilik geniş ve büyük çalışma ofisleri, iş yerleri yerine sanal ofisler, evden çalışma ve hatta başka ülkelerden çalışma, proje bazlı çalışma gibi olanakları ile farklılaşmaktadır. Ayrıca üretim, saklama ve depolama gibi geleneksel girişimciliğin en masraflı kalemleri dijital girişimcilikte mevzu bahis değildir. İnsan kaynakları yönetimi de her iki girişimcilik türünün farklılaşma alanlarından biridir. Esnek organizasyon yapısı ile proje bazlı yönetişim; hiyerarşik dikey organizasyon anlayışını yıkmış, ekiplerden oluşan fiziki birliktelik yerine sanal işbirliğini gözeten bir organizasyon yapısı oluşmuştur. İhtiyaç halinde personellerin saatlik çalışma biçimlerinden tutun proje ekiplerinin kiralanmasına kadar birçok yeni çalışma biçimi değişmiştir. 09.00-17.00 saatleri arası fiziki olarak işe gitme, uzun saatler toplantılar, kart basma, çay molaları gibi eski uygulamalar, yerini yukarıda ifade ettiğimiz yeniliklere bırakmıştır. 

Dijital girişimcilikte, girişim türüne göre ürünlerin dağıtımı daha hızlı ve daha ucuzdur.             E-ticaret uygulamaları için bu argüman çok işlemese de geleneksel girişimciliğin fiziki ürünleri için geniş bir lojistik ağa ihtiyaç duyması ve aynı zamanda bu ağın etkin yönetimi gibi kritik durumlar dijital girişimcilik için çok da geçerli değildir.

Dijital girişimcilik, öğrenim hayatınız devam ederken ya da mesleğinizi icra ederken de devam ettireceğiniz bir olanağa sahiptir. Çalışma ve üretme alanlarının bilgisayarlar üzerinden olması, aynı anda farklı lokasyonlarda da dijital üretim-pazarlama yapmanızı sağlar. Ayrıca dijital girişimci olmak sadece yazılımcılara, bilgisayar programcılarına, mühendislere ait bir beceri değildir. Bu ekipleri bir araya getirebilecek organizasyon yetisi yeterli olacaktır.

Dijital girişimcilik ile dünya çapında daha fazla kişiye ulaşmak mümkündür. Geleneksel bir girişimde coğrafi engeller mevcutken etkin bir pazarlama stratejisine sahip bir dijital girişimle tüm dünyaya ve daha fazla insana ürününüzü tanıtabilirsiniz. Çünkü “We Are Social 2022 Ekim” raporuna göre; tüm dünyada beş milyar kişi internet kullanıcısı bulunuyor ve bu sayıya her yıl 171 milyon kişi katılıyor. 4,74 milyar kişinin de sosyal medya kullanıcısı olduğunu gerçeğini göz önüne aldığımızda muazzam bir kitleye ulaşma olanağı mevcut.  Ayrıca internet kullanıcılarının günde ortalama altı saat 37 dakikayı internette geçirmeleri de dijital girişimcilerin küresel olarak nasıl bir erişim ağına sahip olduğunu gösteriyor.

Dijital girişimcilik, geleneksel girişimciliğe göre daha tasarrufludur. Geleneksel girişimcilikte onlarca harcama kalemi varken dijital girişimcilikte kurulan iş modeline göre masraflar daha az olabilmektedir. Kira, personel maaşları, ısınma, ulaşım, yemek, elektrik, su, vergi, muhasebe akla gelen temel harcama kalemlerinin dijital girişimcilikte daha az olacağı kesindir.

Geleneksel girişimcilikten dijital girişimciliğe doğru küresel evrilmeyi bazı istatistikler ile doğrulamaya çalışalım. Dünya Ekonomik Forumu'na göre, 2025 yılına kadar dijital dönüşüm yoluyla dünya ekonomisine 100 trilyon dolar eklenecek. Markets and Markets'e göre, dijital girişim pazar büyüklüğünün 2021'de 521,5 milyar dolardan 2026'da 127,5 milyar dolara, yıllık yüzde 19,1 bileşik büyüme oranıyla büyüyeceği tahmin ediliyor.

Gartner, CEO'ların yüzde 56'sının dijital gelişme ve girişimlerin şirketlerinin gelirlerini artırdığını ve şirketlerin yüzde 89'unun halihazırda dijital öncelikli bir iş stratejisi benimsemiş veya benimsemeyi planladığını belirtiyor. McKinsey’e göre, bağlı bir dijital direktörü olan şirketlerin başarılı bir dijital dönüşüm bildirme olasılığı 1,6 kat daha fazla. Bu istatistikler bize artık dijital girişimciliğin ve dijitalleşmenin iş dünyası için kaçınılmaz bir gerçek olduğunu gösteriyor.

Peki iş dünyası bu bağlamda ne yapmalı?

Öncelikle global markette yaşanan geleneksel girişimcilikten dijitale  dönüşüm gerçekliğine üst yöneticilerin inanması gerekiyor.  Bu bağlamda üretim ve satış ekosistemlerine uygun dijitalleşme ve dijital girişim stratejisi kurgulamalı. Takip-izleme ve analiz ekranlarına mutlaka yukarıda tartışılan dijital girişim pratiklerini eklenmeli.  Dünyadaki dijital dönüşüm her bir boyutu ile incelenmeli ve büyük şirketlerin dijitalleşme bağlamında izledikleri politikalar tartışılmalı. “Genç Dijital Girişimcilik” kavramı bağlamında yeni uygulama ve startup’ların imkan ve kabiliyetleri izlenerek temas kurulmalı. İster B2B ister B2C olsun pazarın dijital gereksinimleri görülmeli ve C level yöneticilerin “dijital liderlik” becerilerini artırmaya dönük örgütsel zemin hazırlanmalı.