Prof. Dr. Levent Eraslan Startup Ekosistemine Eleştirel Bir Bakış: Startup mı, Stopup mı? 01.02.2023
Bir iş modeli olarak “startup” kavramı yaklaşık 15 yıl önce gündeme gelmiş ve yaygınlık kazanmıştır. Peki, bu yaygınlık sonucunda efektif bir sonuç alınmış mıdır? Bu konu tartışmaya açıktır. Ancak görülen şu ki kavramın temelini oluşturan bazı noktalarında problemlerin nasıl olduğudur.
Bu problemlere özellikle girişimci-yatırımcı ilişkilerinden tutun, sürecin etik ve hukuk bağlamına; sürecin sadece yatırımcı bulmaya endekslenmesi gibi durumlar örnek olarak verilebilir.
Hazırlamış olduğum bu çalışmamda “Startup Centrum 2022 Türkiye Startup Ekosistem Yatırım Raporu” sonuçlarının bazı parametrelerini ele almak istiyorum.
Global bir startup topluluğu olan “Startup Centrum” Müge Bezgin ve Nizamettin Sami Harputlu tarafından kurulmuştur. Bu kuruluş; dünyadaki startup ekosistemlerini verilerle değerlendirerek, ekosistemin tüm paydaşlarının bilgi ve analiz ihtiyacını karşılamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda Türkiye, Almanya, Fransa ve İngiltere ekosistem raporlarını hazırlayan kuruluş iki bin üstü startup, dört yüz bin data, on beş bin üstü kişi, yüz altmış üstü kuluçka, yatırımcı ve teknokentleri içeren bir sisteme sahiptir.
Evet iki haftalık yazı dizisine başlayalım…
2020 yılında Türkiye girişimcilik ekosisteminde 178 milyon dolar yatırım yapılmıştır. 2021 yılına gelindiğinde ise toplam yatırım miktarı 1,5 milyar doları aşmıştır. Bu büyük artışın asıl sebebi mega yatırımlar alan birkaç girişimdi. 2022 yılında ise girişimler 1,74 milyar doları aştı. 2022 yılında 341 yatırım turunda 322 tekno girişim yatırım aldı ve bu yatırımların medyan değeri 400 bin dolar oldu.
2022 yılında 307 kurumsal yatırımcı yatırım yaptı. Yatırım yapan 307 kurumsal yatırımcının yarısı yurt dışı merkezlidir. 2022’de kitle fonlama platformları aracılığıyla 43 başarılı yatırım gerçekleşti. 2022’de yatırım alan girişimlerin yüzde 25’inde en az bir kadın kurucu ortağı var ve 202 girişim ilk yatırımını aldı. 2022’de 121 milyon dolar yatırım alarak değerlenmesini 1,1 milyar dolara çıkaran Insider Türkiye’nin yeni Unicorn’u oldu.
Oyun, Yapay Zeka-Makine Öğrenimi, Dijital Pazarlama -Satış, Finans ve Teslimat gibi sektörler son yıllarda olduğu gibi yine öne çıktı. Oyun alanının yoğun olarak kamu tarafından da desteklendiğini biliyoruz. Bu konu ile ilgili çok önemli satışların varlığı da ortada ancak sadece bu alan değil diğer tekno-dijital alanların da önceliklendirilmesi gerekir. Önceliklendirilmesi gereken alanların başında da eğitim gelmektedir.
Pandemi döneminde eğitimde ülke olarak önemli deneyimler ve platformlar oluşturduk. Bu hazır bulunuşluk üzerine yatırımların desteğin artırılması gerekmektedir. Nesnelerin İnterneti (IoT) de bu alanda önemli bir destek alanı olabilir. Özellikle “Metaverse” alanlarının yaygınlaşacağı varsayımı bu alanın önemini giderek artırır.
İlgili raporda analiz edeceğimiz bir başka başlık ise bölgesel olarak yatırımlardır. Ülkemizde ne yazık ki sanayi, üretim, ar-ge, ür-ge, tekno-dijital üretim kısacası dijital dünya Marmara Bölgesi genelinde İstanbul özelinde yoğunlaşmaktadır. Rapora göre:
“2022 yılında en çok yatırım İstanbul’daki girişimlere yapıldı. Faaliyetlerini İstanbul’da sürdüren 246 girişim yatırım aldı. Yani geçtiğimiz yıl yatırım alan her dört girişimden üçü İstanbul merkezliydi. Bu girişimler toplam 1,69 milyar dolar yatırım alarak yıl boyunca yapılan yatırımların neredeyse tamamını aldı. İstanbul dışındaki illerde bulunan girişimler ise toplam 51 milyon dolar yatırım aldı. Geçtiğimiz yıl İstanbul dışındaki girişimler 62 milyon dolar yatırım almıştı. Öte yandan 2021 yılında İstanbul dışından 69 girişim yatırım almıştı, 2022’de ise bu sayı 77’ye yükseldi.”
İstanbul’u; Ankara (37), İzmir (14), Bursa (6), Kocaeli (6), Eskişehir (3), Konya (3) Adana (2), Antalya (2), Çanakkale (1), Kayseri (1), Trabzon (1) gibi kentler izlemiştir. Bu yatırım haritasının ülkenin geneline yayılması gerekmektedir. Kentler incelendiğinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden hiçbir kentin olmadığı görülüyor. Oysa bu iki bölgede Malatya, Elazığ, Van, Erzurum gibi büyük kentlerin de olduğu gerçeği bizleri daha da derin düşünmeye itmektedir.
Yatırımcı kişi ve ağlarının nitelikli girişimlere ulaşma ve değerlendirme motivasyonun bu bölgelerde yükseltilmesi bağlamında; bölge kalkınma ajanlarının, üniversitelerin, tekno-kentlerin, araştırma merkezlerinin, girişimcilik birimlerinin kafa yorması gerekiyor. Bu yatırım alanlarının bu bölgelerde görülememesinin sebebi ya ortaya nitelikli projelerin konulamaması ya da bu nitelikli girişimlerin tanıtımının eksik yapılmasıdır.
Karar verici ve politika geliştiricilerin ülkenin sadece bir bölümünün baskın bir şekilde yatırım almasını değerlendirmeleri, yerli ve yabancı yatırımcıları da sadece belirli alanlara yönlendirir. Oysa ki bu yatırımcıları ülkenin geneline sevk edecek tedbirlerin alınması gerekmektedir. Aksi takdirde girişimcilik genelinde dijital girişimcilik özeli sadece bir kentte ve bölgede sıkışıp kalacaktır.
Bu raporda ele alacağımız bir diğer parametre ise cinsiyet faktörüdür.
2022 yılında yatırım alan 322 girişimin toplam 633 kurucu ortağı vardır. 633 kurucu ortağın 105’i (yüzde 16) kadın, 557’si (yüzde 84) erkeklerden oluşmaktadır. 2020 yılında yatırım alan girişimlerin kurucu ortaklarının yüzde 11,3’ü kadınlardan oluşurken, 2021 yılında bu oran yüzde 10’a düşmüştür. 2022 yılında ise yatırım alan girişimlerde kadın kurucu ortak sayısında göreli bir artış yaşanmıştır. Geçtiğimiz yıl en az bir kadın kurucu ortağa sahip 82 girişim 322 milyon dolar yatırım almıştır. Bu girişimlerden altısı 10 milyon dolar ve üzeri yatırım almıştır: Insider (121 milyon dolar), Spyke Games (55 milyon dolar), VavaCars (37 milyon dolar), Modanisa (20 milyon dolar), Massive Bio (16,5 milyon dolar) ve Armut/ProntoPro (15 milyon dolar).
Yukarıdaki veriler ışığında girişimcilik, neredeyse toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini göreli olarak kadın aleyhine işleten bir yaşam alanına dönüştürmüş durumdadır.
Kadınların özellikle dijital ve teknolojik üretim hatlarına giriş için öğrenciliklerinden yöneticiliklerine uzanan zorlu süreçte yaşadıkları sistematik zorlukları, kurgulanan camdan duvarları ve hatta engellemelerin olduğunu, kadına atfedilen toplumsal rollerin kıskacı altında mücadelenin zorluğunu teknoloji ve dijital dünyanın üretici kadınları çok net yaşamaktadır.
Kurucu sayısındaki bu büyük farkın temel nedenleri de bunlardır. Ayrıca soy bağına bağlı olmadan sermaye üretimi, kendini ispat ve anlatma zorlukları ile ara yönetim kademelerine sıkıştırma ve network kurmada yaşanan kimi durumlar da bu sonucu ortaya çıkartmaktadır.
Sonuç olarak “Startup Centrum 2022 Türkiye Startup Ekosistem Yatırım Raporu”nda da ele aldığım gibi ülkemiz hem bölgesel hem de cinsiyet bağlamlarında iyi bir sınav verememektedir. Bu konuda sadece kamunun değil özel sektörün, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının da hayat vermesi gereken pek çok proje vardır. Herkes bu amaç doğrultusunda taşın altına elini sokmalı ve gereken özveriyi göstermelidir. Bu bağlamda; üniversiteli genç kadın girişimcilerin desteklendiği çalışmalar artırılmalı, programlar ve yatırımlar özellikle kısır kalmış Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde gerçekleştirilmelidir. Ayrıca Dijital Girişimcilik Eğitim Programları, Startup okulları gibi projeler de gerçekleştirilip ülkemizin hafızasına bu kavramların değişen ve dönüşen dünyamızda kazınması sağlanabilir.