Prof. Dr. Levent Eraslan Masatlı Modeli ve Sahada Olmanın Gücü: Yüreğimizdeki Işık Projesi Üzerinden Bir Değerlendirme 07.08.2025
Eğitim bir vizyon işidir. Ancak bu vizyon yalnızca strateji belgelerinde ya da merkezî planlama dökümanlarında değil; toprağa basan, çocuğun gözünden dünyaya bakan, öğretmenle ve veliyle aynı dili konuşan bir yaklaşımla anlam kazanır. Hatay’da Sayın Vali Mustafa Masatlı’nın öncülüğünde hayata geçirilen Yüreğimizdeki Işık Projesi tam da bu anlayışın sahadaki yansımasıdır.
SAHADAN İZLENİMLER:
Geçtiğimiz hafta boyunca Reyhanlı, Arsuz, Hassa, Kumlu ve Defne ilçelerini ziyaret ederek, yaz okulu faaliyetlerini yerinde gözlemleme şansı buldum. Her bir ilçede karşılaştığımız manzara; imkânlar kısıtlı olsa da gönüllerin, iradenin ve vicdanın zengin olduğu bir tabloydu. Masatlı Modeli’nin sahaya dayalı yönetişim anlayışı, klasik bürokratik reflekslerin çok ötesinde, insanı merkeze alan bir kalkınma ve iyileşme modelidir. Bu modelde masa başı değil; çocukla aynı minderde oturmak, öğretmenle aynı koridorda yürümek, velinin evine girebilmektir esas olan.
Yüreğimizdeki Işık Projesi kapsamında organize edilen yaz okulları, yalnızca dersliklerde yapılan etkinliklerden ibaret değildir. Bu program, sosyo-psikolojik destekten sanat atölyelerine, değerler eğitiminden sportif faaliyetlere kadar çok katmanlı bir iyileşme sürecinin parçasıdır. Her çocuğun bireysel hikâyesine dokunmak, yalnızca eğitimsel değil, aynı zamanda insani bir sorumluluktur.
DAYANIKLI İYİLEŞME KAVRAMI:
Bu noktada “dayanıklı iyileşme” (resilient recovery) kavramını vurgulamak gerekir. Dayanıklı iyileşme, sadece fiziksel yapıları onarmayı değil, toplumsal dokuyu da güçlendirerek gelecekteki krizlere karşı dirençli bir sistem kurmayı hedefler. Yani çocukları yalnızca eğitime döndürmek değil; onları duygusal, sosyal ve zihinsel olarak güçlendirmek esastır. Bu bakış açısıyla yürütülen yaz okulları, çocuklara yalnızca geçici bir moral kaynağı sunmakla kalmaz; onları gelecekteki zorluklara hazırlayan uzun soluklu bir destek sisteminin parçası hâline getirir. Bu yaklaşım, Masatlı Modeli’nin kalıcı etkiler yaratan bir yönetişim pratiği olduğunun da somut göstergesidir.
GÜNÜMÜZÜN KAZIM KARABEKİR MODELİ:
Bu çalışmalar aynı zamanda tarihsel bir sürekliliği de temsil etmektedir. Kurtuluş sonrası Anadolu’da yetim çocuklar için okullar, atölyeler ve yurtlar kuran Kazım Karabekir Paşa’nın yaklaşımı, bugün Hatay’da Masatlı Modeli ile yeniden hayat bulmaktadır. Eğitimde yalnızca bilgi değil, karakter ve umut da inşa edilmelidir. Sayın Masatlı’nın liderliğinde yürütülen bu projeler, Cumhuriyet’in kurucu idealine sadık, sahadan beslenen çağdaş bir “iyileştirici eğitim” modelini temsil etmektedir.
PLAZA EĞİTİMCİLERE ELEŞTİRİ:
Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki, bu sahici çabanın ve insani özverinin hâlâ “plaza eğitimcileri” tarafından anlaşılmadığına tanıklık ediyoruz. Sosyal medyada şablon cümlelerle sahaya dair ezber yorumlar yapan, bir konferansın ya da panelin başlığında “yenilikçi” kelimesini geçirerek kendini güncel sanan kimi akademisyenlerin ne yazık ki bir öğrencinin gözyaşına, bir annenin duasına, bir öğretmenin yorgun tebessümüne yabancı kaldıklarını görüyoruz. Eğitimi dijital sunumlarla, kavramsal çerçeve analizleriyle, dış kaynaklı veri setleriyle ölçmeye çalışan bu anlayışın sahada bir karşılığı yoktur.
Eğitim gerçekliği, plaza toplantı odalarında değil; Defne’nin mahallesinde kurulan oyun istasyonunda, Hassa’da dağıtılan bir öğle yemeğinde, Reyhanlı’daki küçük bir kız çocuğunun “Beni yeniden hayal kurmaya ikna ettiniz” cümlesinde saklıdır. O nedenle bu projeleri yalnızca bir sosyal sorumluluk örneği değil, aynı zamanda eğitim felsefemizin yeniden yapılandırıldığı birer uygulama laboratuvarı olarak görmeliyiz.
SONUÇ:
Yüreğimizdeki Işık Projesi; krizi fırsata, yarayı merheme, umudu kuruma dönüştüren bir toplumsal dayanışma örneğidir. Masatlı Modeli bu anlamda sadece bir kamu yönetimi pratiği değil; aynı zamanda bir vicdan modeli, bir dayanıklı iyileşme stratejisi ve günümüzün Kazım Karabekir eğitim anlayışının modern izdüşümüdür. Eğitimciler olarak bu modeli anlamak, anlatmak ve yaygınlaştırmakla yükümlüyüz. Sahada olmayanın söyledikleri, çocukların kalbine dokunmaz. Ve dokunmayan hiçbir eğitim çabası, gerçek bir dönüşüm yaratamaz.